Ağustos 15, 2019

Kendilik Cesareti*

Sanatçıların ya da sanat eseri yaratma hevesi güden insanların başına gelebilecek en talihsiz şey; tesirinde, çekiminde, cezbesinde kaldığı güçlü bir ruhu şuursuz taklit etmek. Taklit ne kadar şuursuz, ego ne kadar yaralıysa vaziyetleri o kadar trajik oluyor.

Tezle değil antitezle başlayan, bir akıma karşı doğan fikir akımları gibi yazmak reaktif tavırla yapılıyor bazen. Reaktif bir tavırla yazanların rekabet hırsından beslendiğini görürsünüz. Yaratma edimi kendiliğinden değil "o yazıyorsa/o yapıyorsa ben de yazarım/yaparım" diyedir.

Kendiliğinden, kendilikleriyle değil, reaktif bir tavırla yola çıkanlar en çok üslûp ve özgünlük konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Kendilerine ait bir odaları, kavramları, sözcükleri yoktur çünkü. Deneme, şiir, inceleme, eleştiri, roman denemedikleri bir tür kalmamıştır.

Tam da bu yüzden özgünlük yetenekten daha mühim. Yetenek, zekâ, birikim hepsi büyük avantajlar ama yeteneği, zekayı, birikimi özgünlükle birleştiremeyenler benzersiz bir eser ortaya koyamıyor.

2 yorum:

Edischar dedi ki...

Katılıyorum, bir şey üretmek için kastıkça daha da sevimsizleşiyor. İçinde ne varsa akacak , doğal gelişecek. Diğer türlüsü sırıtıyor.

Zeynep Merdan dedi ki...

Edischar;

evet. kendiliğinden olan, gerçekten olmak isteyenler için çok mühim bir tavır.