Mart 15, 2012

ZM / Shape Of My Heart



***

Mantıkta, öne sürülen bir ifadenin, değeri ya doğru ya da yanlış olmak zorunda olan içeriğine önerme denir.

*

Müttaki bir mümin, pozitivist bir ateist önerme sahibidir. Bir tek cümlesi, bir tek önermesi vardır. Ya doğru, ya yanlış.
Allah vardır. Düzen vardır.
Allah yoktur. Düzen kendiliğindendir.
Safi sezgi ya da kuru akıl.
Önerme sahibi rahat, şüphecilikten uzaktır. Çünkü ya-ya’cıdır.

*

Denklem, iki niceliğin eşitliğini gösteren bağıntıdır. Araya (=) işareti konularak ifade edilir. Denklemlerde eşitlik değişkenlerin belirli değerleri için sağlanır.

*

Şüpheleri de olsa bir inanç sahibi olan, inanmış olan, kabullenmiş olan önerme değil, denklem sahibidir.
Hayata karşı, varoluşuna binaen, şüphelerine rağmen denklem sahibidir.
Verebileceği değerlerin kısıtlı olması, onu sonsuza değil, bir köşeli paranteze sığacak sonuçlara götürse de, bir önerme sahibinden her zaman başkadır.
Bir bilinmeyen, az karmaşa, az şüphe, korkak sorgulama ama önerme sahibinden fazla idrak sahibi olma.

*

x + y)² =x² + 2·x·y + y² özdeşlik x² - 3·x + 2 = 0 ise bir denklemdir. x² - 3·x + 2 = 0 denklemi sadece x = 1 ve x = 2 sayıları için doğrudur, diğer değerler için yanlıştır. Özdeşlikte ise her x ve y değeri için eşitlik doğrudur.

Onun, verdiği “her” değere karşı, sonuçta “eşitliğin” sağlanacağına ilişkin bir özdeşliği vardır.


***

Ben akademik anlamda, sosyal anlamda zeki sayılabilecek biri değilim. Hayatım başarılarla, övgülerle geçmeyecek. Bir vasat olacağım en fazla.

Ben keşfi boyutta da algıları açık sayılabilecek biri değilim. İmrendiğim kitapların yazarlarının ilhamlarına yakın da olmayacağım hiçbir zaman.

Ama ben, ama ben, tüm vasatlığıma, tüm sıradanlığıma rağmen nefsi hırsın, hazımsızların getirisi olan yanıp sönmeli, bal yapamayan arı kovanı başımla farkındalık kazanacağım boş duracağıma.

*

Zeki değilim çok, belki de hiç, ama önerme sahibi olmadığımı bulacak, anlayacak kadar şuur sahibiyim.

Sezgi, pür-i iman sahibi değilim belki, ama bir bilinmeyenli denklemi kuru, çorak bulacak kadar nefsi farkındalık sahibiyim. Köşeli paranteze sığacak değerlerle yetinmeyecek kadar büyük bir id sahibiyim.

Ve, hayatın iyi, kötü tüm değerlerini özdeşliğime korkmadan vermeyi “deneyecek” kadar idrak sahibiyim.

*

Ben senin öz’üne, özdeşliğine, hala formulüze edemediğim özdeşliğime inanıyorum ve inanmayı da sürdürerek değerler vermeyi deniyorum Allah’ım.

Korkmuyorum siyahtan. atıyorum özdeşliğime siyahı içimdeki şüpheyi teskin etmek için arada.

Çünkü her siyahı, seni denemek için değil, şüphemi iyice küçültmek için, içimi “sağlamak” için atıyorum.

Ben senin eşittir’ine, eşitliğine güveniyorum.

Tek sorun siyahların artması arada.

***


2012, Mart 15

6 yorum:

Zeynep Merdan dedi ki...

***
And if I told you that I loved you

You'd maybe think there's something wrong

I'm not a man of too many faces

The mask I wear is one
***

verbumnonfacta dedi ki...

http://www.dusuncetarihi.com/makale/bart-kosko-isimli-bir-devrimci

bu özet yazı umarım iyi gelir.

Zeynep Merdan dedi ki...

yazıya baktım biraz,

dinler, bilim, bizi siyah ya da beyazlaştırıyor doğru.

hayatın beyaz ya da siyah olmasının yanlış "olamayacağı" da doğru.

simsiyah, bembeyaz, alacalı, ya da gri, hepsinin olabilirliği de doğru,

ama en doğrusu, tüm doğrular, gerçekler içinde bir 'hakikat' olduğu galiba.

Zeynep Merdan dedi ki...

volume I,
ya siyah var, ya beyaz!

volume II,
hem siyah var, hem beyaz..

volume III,
"ne siyah var, ne beyaz"

:)

verbumnonfacta dedi ki...

ne kadar doğru bir üçleme olmuş.

alev alatlı'nın schrödinger'in kedisi ile girdiği yol, dahası peşi sıra bizi de sürüklediği yol bende, beni dar bir çerçeveden kurtaran bir özgürlük hissi doğurmuştur.

mutlak doğruya dair şüphe hali rahatımızı elimizden alsa da, bizi sonucu kırılmak olan çelik sertliğinden de kurtarıyor çünkü.

galiba, doğrularım da değişebilir gerçeklerim de, diyen bir şarkı vardı.

ama bu değişmeye teşne olduğu anlamında değil. sadece ihtimal manasında.

Zeynep Merdan dedi ki...

renkler var bir de.

nefsin, karanlığın, özgürlüğün, aşkın, iyiliğin, cesaretin, kıskançlığın ...

bizi tek renge bürümeye çalışan izmler, yollar, insanlar da var bir de.

en fazla iki üç renkli olabilecek dünyasından sıkılıp, darlanıp yeni renkler peşinde koşan insanlar var bir de.

onların ya bir gök kuşağına, ya karışık bir cümbüşe dönüşme ihtimali var bir de.

ve beyazın, tekliği altında, tüm renkleri doğurması var bir de.

beyazın, hakikatın, tekliğin şehaserliği var 1 de.