“çeşitli İslam ülkelerinden birbirinin
dilini bilmeyen dört hacı, çölden geçerek Mekke’ye doğru yola koyulmuşlar” diye
başladı şeyh. “vahada ilerlerken bir metal para bulmuşlar. Eğer bunu bozdurup
her birisine dağıtacak olurlarsa, ellerine neredeyse hiçbir şey geçmeyecekmiş. Bu
nedenle bir şeyler satın almaya ve satın aldıkları şeyi paylaşmaya karar
vermişler. En yaşlı olanı Arapça olarak üzüm istediğini söyler. Bir sonraki
bunu farsça ifade eder, üçüncüsü aynı şeyi Türkçe olarak ister ve sonuncusu da
bu isteğini Kürtçe ifade eder. Farklı dillerde aynı isteği ifade etmelerine
rağmen, birbirini anlayamadıklarından dolayı kavgaya dönüşen bir ağız dalaşına
tutuşurlar. Ama dört dili de anlayan beşinci hacı geldiği ve her birine
paylarına taahhüt ettiği vakit, hepsi sakinleşti."
Carl Vett /
Tekke Günlüğü
(Syf: 27-28)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder