Her duruma verecek bir cevabınız varsa ya da yığmışsanız her
olası duruma antitezler, mutsuz olmaya mahkûm oldunuz siz. Hani bir kız
demişti, “şaşırmayı severim, en çok
şaşırmayı severim” Her duruma verecek bir cevabınız varsa, öyle kolay kolay
şaşıramayacaksınız siz. Aklıma “surprise”
kelimesi düştü. Boş yere değil. Hangimize gerçek anlamı, şaşırmak olan
bu kelime mutluluğu çağrıştırmadı ki. Edilgen de olsalar, verilmiş, vadedilmiş
de olsalar, kaynağı bizden, içimizde değil de, bir başka özne’ye ait olsa da
insanlar sever, biz severiz hazırlanmış, tertip edilmiş sürprizleri.
-Bu girizgahı telefondaki muhatabıma borçluyum. Ve kuracağım
her cümleyle de borca batacağım. Olsun..-
Beni şaşırttığından değil ama. Tüm tavırlarımı,
düşüncelerimi ve kelimelerimi önceden düşünmüşlüğüme, hesapçılığıma ve son
raddede de samimiyetsizliğime yorduğu için.
Elimde değil. Elimde mi ki. Kendi’yle ilgili, ben’iyle
ilgili düşünülmedik bir yer bırakmayan, suyunun da suyunu çıkaran bir varlık,
kendiyle ilgili kurulan cümlelere şaşırabilir mi hiç. İltifatları dahi şüphe ve
gururun incecik süzgecinden geçiren bir varlık herhangi bir eleştiriye
şaşırabilir mi hiç. Ben’i şaşırtabilir misiniz ki hiç.
-Allah şaşırtmasın? Allah şaşırmayı nasip
etsin-
2012, kasım.
2012, kasım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder