Hazımsızlık çıkartısı, mutsuzluk, yalnızlık güzellemeleri temalı, Avrupa-Amerika görselliğiyle habire çoğalan bloggerler; küfürlü nefs atıkları düzdürmek, isim yahut sıfat tamlaması olacak şekilde iki absürd kelimeyi yanyana getirip mahlas yapmakla olmuyor bu iş. Olmamalı bu iş.
2 yorum:
öyleleri için aşağıdaki notu buraya da düşmeli:
"geçen yıl bir dergide, en güzeli yaratma, felsefe yapma çabasıyla yazılmış bir yazısını okumuştum. ingiltere kıyılarında bir yerde tanık olduğu bir geminin batışını anlatıyordu. her şeylerini yitiren insanların kurtarılışlarını, boğulanların cesetlerinin denizden çıkarılışını görmüştü. oldukça uzun, kalabalık sözlü bir yazı. kendisini öne sürmek amacıyla yazılmıştı yalnızca, belliydi bu. satırların arasında yazarın şöyle fısıldadığı duyuluyordu sanki: 'benimle ilgilenin yalnızca, o anda nasıldım, ona bakın. burada anlatılan deniz, kasırga, kayalar, parçalanan geminin kalıntıları neyinize gerek? güçlü kalemimle yeterince anlattım size bütün bunları. ölü kolları arasında ölü çocuğunu sıkı sıkı tutan şu boğulmuş kadınla ne diye ilgileniyorsunuz? iyisi mi, bana bakın siz. bu görünüme dayanamayıp arkamı döndüğüme bakın. işte, arkam dönük duruyorum; bakın, dehşet içindeyim, dönüp boğulanlara bakacak gücüm yok; gözlerimi kapıyorum sıkı sıkı -söyleyin bu daha ilgi çekici değil mi?'"*
*:dostoyevski ezilenler'de, hiçbir zaman sevmediği turgenyev'e onun karikatürü olan karmazinov üzerinden giydirirken, yıllar sonrasına, biz blog bulvarı sakinlerine de diyeceğini diyor.
daha dün 13-14 yaşlarında, kendini megolaman olarak adlandıran küçük bir kızın bloguyla karşılaştım.
kişisel gelişim kitapları mı yoksa ukdeli geçmişlerinin acısını çıkarırcasına yapan anne babalarının teşviklerinden mi, bu beşeri açıdan hiç bir donanımı olmayan ruh ve yetenek fakiri çocukların patlamış özgüven(!) yansımalarını, -abartacak değilim- tiksinerek gözlemledim.
ben hayatın kara'sını gören biriyim, karamsarlığa yakalandım belki de ama gelecek ve bu ruh yapısına sahip veledlerin sonlarından hiç ümitvar değilim.
*
'ben buhranları'na, ilgi manyaklığına hiç girmeyelim en iyisi.
ruhsuz zamanımızın, çağımızın yangını.
Yorum Gönder