matruşka kafa. |
Ve, daha’yla pekiştirdikleri bir oyalamacanın içine hayatlarını atıp, yaşamlarını harcıyorlar.
*
Ahmet Cemil de benim gibi, onun gibi, bunun gibi ve şunun gibi geleceğe ilişkin düşler kuruyordu. Yatağına yattığında kendisini, önemli işler yapan gelecekteki hayaliyle teselli ediyordu.
*
Ahmet Cemil hayalinin şu
gösterişli levhasını yaşatırken; “Ah! O ümit güneşi!..” diyordu. Onu ne kadar
senelerden beri bekliyordu.
Henüz yirmi iki yaşında idi. Öyle
bir yaşta, gençliğin öyle hassas bir
devresindeki fikir, münevver bir semanın elmas yağmuru altında parlak hülya âlemlerinde
kanatları kırılmış bir kuş gibi henüz topraklara düşmemiş; gözler ziyadar bir
hayal ufkunun nurlarıyla dolu iken bir perde altında siyah bir köşenin açılmak
üzere olduğunu henüz görmemiş; yalnız münevver, ışıklı bir sabahın rüyasına
dalmış; ümit güneşinin üzerine ta uzaklarda bir ufku içinde hazırlanan
bulutların dökülmeye hazır olduğunu anlamamıştı.
Henüz yirmi iki yaşında, bütün
maneviyatı yalnız bir ümidin gerçekleşmesini beklemekte.
…
Ve ismini o kadar yükseltmek ki. O
tasavvur ettiği yüksek payeye bir had bulamıyor, sonra da bu derece yükselme
arzularına kapılıyor olduğundan kendi kendine utanıyordu.
*
Ah, neler hissediyorum da tahlil
edemiyorum. Bir şey yazmak, o duyguların içinden bir şey çıkarmak istiyorum ama
bir kere ne yazmak istediğimi tayın edebilsem. Şurada-beynini gösteriyordu- bir
şey var, bir şey duyuyorum ama rüyalarda tutulamayan şekiller gibi
parmaklarımın arasından kaçıyor.
…
Hasta mıyım bilemiyorum; fakat
ah! O ne yazmak istediğimi bilsem; onu şöyle karşımda tasvir edilmiş görmek
mümkün olsa; işte o vakit, zannediyorum ki artık ölebilirim; hayatta nasibini
tamamıyla almış bir adam hükmünde gözlerimi kapayabilirim.
*
Ben de Ahmet Cemil gibi, onun
gibi, bunun gibi ve şunun gibi, televizyona çıkıp, köşe yazarlığı yapıp
kendilerini ve fikirlerini önemli gören o kimseler gibi, yatağıma yattığımda
gelecekteki önemli işler yapan hayalimle kendimi teselli ediyorum.
Başını, ortasını ve sonunu gördüğüm
ve hiçbir şeye değmeyeceğini sezdiğim yaşam israfının, diğerleri gibi popüler
simalarından dahi olamadan uygulayıcısı ve harcayıcısı oluyorum.