Eylül 28, 2016

Zeynep MERDAN / Gayret Makamı

Yaratıcıya ve yazgıya küsmek. Gücenmek. 
Deli gibi onunla konuşmak istemek ama kaçmak... Sitem etmek. 
Mutsuzluk değil bu. Anlayın işte.
Aşk.

Birazcık râm almak istesem dünyadan. 

Birazcık tadına varmak istesem yeryüzü bahçelerinin. 
Yehovalaşıp, 
seni düşünmeye mahkûm kılıyorsun.

Verme.
Neyi istiyorsam verme.
Kahret içimi. Düşür halimi zelil, mahlûklarının içinde.
Sana karadelik gözlerimden güzel, bakamayacak hiç kimse.

Eylül 26, 2016

Zeynep MERDAN / Aşk'a Tenkid


















Sizin aşk diye vehmettiğiniz şey, 'cool' sıfatlara meyl'den ibaret.
Bu yüzden hepinizin başka insanlarla ikamesi var.
Ve aşk diye 1 şey yok.

*

Sevmek di'li geçmiş zamana münhâsır sanki. Sevmek nostaljik 1 eylem ve şimdiki zamanda hükmü bulunmuyor sanki.
Tam da bu yüzden... İnsanın âşık olduğunu idrâk etmesi onu kaybetmek mesafesinde. Çünkü sevmek, geçmiş zamana münhasır.

*

İnsan yenileceğini anlayınca ama henüz yenilmemişken 'kaçar' Yeneceğini bildiği halde bırakınca ise 'vazgeçer'

İnsan 'vazgeçtiğini' çok sever. 'Kaçtığına' ise; âşık olur.

Reddetmek ve vazgeçmek. İkisi de tenezzül etmeyişin en soylu fiilleri. Tek farkla... 'Vaz' sevilene; 'Red' sevilmeyene karşı yapılır.

*

Kırılmak ve Sevmek: Sitem Makâmı. Kaçmak ve Sevmek: Naz Makâmı. Terk etmek ve Sevmek: Vaz Makâmı. Yanmak ve Sevmek: Avaz Makâmı.
Tevâfuklar ve sevmek: Rast Makâmı.

*

Birini çok sevmek o insana sizi kırmak, paramparça edebilme kudreti de vermek demek. İnsan en çok; en çok sevdiğine kırılır.

Nefretin oluştuğu nokta burada işte. Nefret çoğu zaman 'bir zamanlar pek sevilen' muhataba karşı en yoğun hâlini bulur.

1ine 'her şey' olmayacağını yeîsle ve kâhırla idrak edince 'hiç bir şey' olmayı göze alan taife de bu noktadan yol alanlar işte.

Tıpkı şöyle; 'madem ki her şey olamayacağım; o zaman hiç kalacağım.'

*

Birinin kalbini kibrinden daha çok kırmışsanız sizi çok sevmiştir. Kibrini kalbinden daha çok kır(abil)mişseniz size aşık olmuştur.

Benliğin hasar görmediği 1 aşk olamaz. Benliğini delik deşik edebilme kudreti gösteremediğiniz muhatabınız size aşık falan olmamıştır.

Şefkatin, merhametin olduğu yerde aşk peyda olmaz. Aşkın gebe kalabilmesi için benliğin ırzına geçilmesi şarttır.

*

Zamanla geçecek en fazla izi kalacak 1 yarayı inatla kanatıp, ölene dek geçmeyecek bir vebâya dönüştüren şey;
Aşk.

Eylül 19, 2016

Mükaşefetül Kulub*

Enrique Simonet / Otopsi, 1890

Kalplerin Keşfi.

Zeynep MERDAN / Güzel'e

O kadar güzel göz, burun, dudak, yüz suret, beden, kadın, erkek falan filan var ki; insan güzelliğin dahi 'başka'sını arıyor artık.

En vasat yüz dahi burun, dudak estetiği, en sıradan göz dahi lens, eyeliner, kaş ektirmeyle 'güzelimsi' görülebiliyor.

Platon'un yüzyıllar önce sorduğu o soruda şimdi aklım; "Ti esti to kalon?"
Hakikaten, neydi hakiki güzel olan?

Sıkıldım... Instagramda dahi yüzbinlerce 'güzelimsi' beden, yüz, kadın, erkek falan filan dolu. Bu kadar çok güzel olamazsınız. Hakikaten.

Güzel ol(a)madığı için güzel olmayı umursamamaya çalışanlarda değil ama 'güzellik kaygısı' olmayanlarda 1 güzellik olduğunu düşünüyorum.

'Vasatlık hıncı' menbaali anti olan üzerinden benliğini var etme bu ama bu kadar çok güzelin(!) olduğu 1 dünyada güzel olmak istemiyorum.

*

Özdemir Asaf'tan Platon'un "Ti esti to kalon?" Benim "hakikaten, nedir hakiki güzel olan? sorularına 1 cevap var;


"Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir.
Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir.
Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. 
Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.
Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır."

*:Özdemir Asaf / Yuvarlağın Köşeleri, Güzel'e

17-85

Ruh öylesi 1bir şey ki...
*
Meâli; tefsîr, Kelimeyi; mânâ, Teması; tesîr, Sahip olmayı; aidiyet, Hazzı; aşk, Cansız bedeni; insan yapıyor.

Eylül 07, 2016

Zeynep MERDAN / İncelik Bilgisi

İncelik Bilgisi.
Aklın ya da zekânın değil; 'Ruh'un Bilgisi'

Sadece feylesofların, sanatçıların, dervişlerin, Münkesîret-ül Kulûp(Kalbi Kırıklar Zümresi)ların değil, Şeytan'ın da bilgisi...

Insan'ın yazgısı Adem'de, ruhun tüm karanlık renkleriyse Azâzil'de. Azazil... Şeytan'ın(Kovulmuş) ilk adı.
"İncelik Bilgisi"nin ilk âlimi.

*

"Tezatların Raksı..." 
İnsan, en çok saklanırken görünür. 
İnsan, en çok ortadayken fark edilmez. 
İnsan, en güvendiği yerinden vurulur.
İnsan, en çok sevdigini en çok üzer.

 *

Ve Şeytan; "Ben en çok günah işletirken aziz görünürüm." 
Shakespeare / 3.richard (Perde I)

Hey Âdem! Toprak adam! Sefil kadın zaafını "ben onun rezilliği ile alay ediyordum" diyerek kamufle ettiğin "fahişe"den daha pisliksin sen!

Hey Politikacı! Hey politik duyarlı! Mâzlumlar ve sorunlarını kişisel kariyerine sermâye ettiğinden düşman addediğinden daha düşmansın sen!

(...)

"Sayısı nefisler adedince" örneklere ând olsun ki; örnekler bitmez bu bâhse. O halde kapanışı yapalım. 
Shakespeare'yle.
Perdenin/Yaşamın sonunda söz yine Şeytan'da;

*

"Şimdi kim bana namussuzluk ediyorsun diyebilir?" Shakespeare / Othello (Perde 2, Sahne 3)

"Suyun Sızladığıdır"

Acıyı dindiren merhem,
merhemin yarasını kimseler bilmez.

*

Aşığı aşık eden maşuk,
maşuğun aşkını kimseler bilmez.

*

Azazil'i günahkar eden Rab...
Rabbin günahını(!) kimseler bilmez...

Karadelik Sorular V

Siz hiç size vereceği özlemi keşf için 1irini terk ettiniz mi?