Aralık 27, 2018

Resimli Mektup*


Sylvia Plath'ın Marcia Brown'a yazdığı,
 1 Temmuz 1951 tarihli mektubu.
Kendini de çizmiş.
Çeviri Günlüklerinde aynı tarihli kısım da burada;


Aralık 26, 2018

Görünen Gerçeğin Gerçekliği ya da Metnin Kendisi Olmuş İnsanlar Üzerine

Ruhça'ya ek bir bahis;
http://zeynepmerdan.blogspot.com/2018/10/zeynep-merdan-ruhca_7.html

*

Görünen gerçeğin gerçekliği tatmin etmiyor. Freud sürçmeleri, alt metinler, metaforlara saklananlar "aşırı yorum" riskini beraberinde getirse de görünenden ve göstergelerden daha gerçek değil midir?

'Nezaket mesafesi' aşılsa, 'dürüstlük ve kendilik cesareti' gösterilse ve yakın bir muhataplığın 'sınanmışlık itimadı' kurulsa dahi insan öz dili Ruhça'sıyla konuşamıyor bazen.

Metnin kendisi olmuş insanlar'ı anlamak; varlıklarına metin muamelesi yapmak ve onlara ileri bir okuma yapmakla mümkün. Ruhça'sını, kendi kavramlarını yaratmış yahut metaforik bir dil inşa etmişlerin dili herkese erişilebilir bir dil değildir çünkü.

Aralık 21, 2018

Yanlışın Doğrusu Doğrunun Yanlışından Daha mı Doğru?

-Bazen bir yanlışa yanlış deme şekli o kadar yanlış ki; ilk yanlış daha doğru kalıyor yanında.

-"Bazen bir yanlışa yanlış deme şekli o kadar yanlış ki; ilk yanlış daha az yanlış kalıyor" derdim ben.

-Evet, "Bazen bir yanlışa yanlış deme şekli o kadar yanlış ki; ilk yanlış daha az yanlış kalıyor" demek daha doğru olur.

*

-Doğruyu; doğruca, doğrudan, dolaysız değil, "emrolunduğu gibi" söyleyen dosdoğru söylemiş olur.

-Emrolunduğun gibi söylemek nasıl oluyor? Mahiyeti nedir? Bu konuda da bir şeyler belirtirseniz istifade ederiz.

-O konuda ne söylersem yanlış olur.

Aralık 07, 2018

Kendi Kitabını Arayan İnsan

İnsan neden okur bir kitabı? Didaktik, sevimsiz ve küstah bir retorik için? Bilgi çağının bilgili bireyi
ya da ortamların aranan malumatfuruşu olmak için? Dizi izler gibi tek solukta okuduğu romanlar hazzı için? "Hakikat kuşunu avlamak" için? Yoksa, sadece sevdiği için mi okur bir kitabı?

Bilmiyorum. Sanırım ben 12 yaşımda bir Türkçe dersinde "İnsan Ne İle Yaşar?"dan bir pasaj okuyan hocamın zihnime bıraktığı o haz yüzünden başlamıştım. Sonra keşfimin bir parçası dönüştü. Derken, yaklaşık on beş yıldan beri düzenli kitap okuyan şimdiki yılgın bene vardım. 'Okumak için okumak' kadar vaktim de, azmim de yok artık. Bir zamanlar gereksiz, faydasız ve estetikten yoksun kitapların ruhuma, zihnime, kalbime yaptığı tahripler de ortadayken üstelik.

Bu yılgınlık bir tasnife mecbur etti ve kendime üç partlı bir okuma planı yaptım: Ruha, Zihne ve Göze Yapılan Okumalar. Asla birinden ibaret olmayan ve eş zamanlı götürülen bir okuma listesi. Sadece ruha yapılan okumalar insanı dünyadan fazlasıyla koparıyor. Ağır tasavvuf klasiklerine daldığım dönemler öyleydi. Dünyayla sağlıklı bir bağ kuramayacak kadar yeryüzünden uzaklaşmıştım. Sadece zihne yapılan okumalar -akademisyen okumaları genelde bu minvalde- derinlikten yoksun rafine bir malumatı seri bir şekilde konuşmaya montelemekten başka işlevi olmayan bir malumat ukalalığı veriyor. Çok malumat, az idrak. Göze yapılan, estetik bir edebi bakış kazandıran roman, öykü gibi okumalar ise ruhi derinlik ve entelektüel birikim vermekte nakıs kalıyor genelde. Okuma alışkanlığı başlatmak için bu kulvar müsait ama derinleştirmek için yetersiz oluyor.

*


Kısa bir ömre tüm bir insanlık külliyatını sığdırmak imkansızsa; insan hakikati ya da kendi hakikatini, kendine lazım olan kitabı ya da ilmi nasıl seçecek? sorusunun peşine düşen ve tasnif yapan kaç kişi vardır bilmiyorum ama bahse en güzel katkılardan birini Calvino, Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabında yapıyor;

"Okumana gerek olmayan kitaplar,
Okunmaktan başka amaçlar için yazılmış olan kitaplar,
Daha yazılmadan önce okunmuş kitaplar sınıfına dahil olduğu için kapağını açmaya gerek olmadan okumuş olduğun kitaplar,
Yaşayacak başka hayatların olsaydı kesinlikle bunları da okurdun ama ne yazık ki ömrünün geri kalan günleri sayılı olduğu için okuyamayacağın kitaplar,
Okumaya niyet ettiğin ama önce okuman gereken başka kitaplar olmasaydı okumak isteyeceğin kitaplar,
Şu anda çok pahalı olduğu için yarı fiyatına düşmesini bekleyeceğin kitaplar,
Cep baskılarının çıkmasını bekleyeceğin kitaplar,
Birisinden ödünç almayı deneyeceğin kitaplar,
Herkesin okumuş olduğu ve bu nedenle senin de okumuş sayılabileceğin kitaplar,
Uzun zamandan beri okumayı düşündüğüm kitaplar,
Uzun yıllardan beri arayıp bulamadığın kitaplar,
Şu anda üzerinde çalıştığın konuyla ilgili kitaplar,
Her olasılığa karşı elinin altında bulunmasını arzuladığın kitaplar,
Belki bu yaz okumak için bir kenara kaldırabileceğin kitaplar,
Kitaplığında öteki kitaplara eşlik etmesi için gerek duyduğun kitaplar,
Sende beklenmedik ve çılgınca bir ilgi uyandıran, üstelik buna bir gerekçe bulamadığın kitaplar,
Çok uzun zaman önce okunmuş olsa da şimdi yeniden okunabilecek kitaplar,
Hep okumuş numarası yaptığın ama artık gerçekten oturup okumanın zamanı gelmiş olan kitaplar."

*


Descartes, Hakikatın Araştırılması & Dünya ya da Işık Üzerine Deneme'de ise tüm bu tasniflerin ötesinde; çareyi değil, çareyi bulmayı öğreten bir sırrı fısıldıyor, hangi kitabı seçeceği bilgisini bilen, Kendi Kitabını Arayan İnsan'a.

"Ortalama bir insan ne bütün kitapları okumuş olmaya ne de okullarda okutulan her şeyi inceden inceye öğrenmiş olmaya muhtaçtır. Hatta kitaplara fazla zaman ayırması, ortalama insanın eğitimini bozacak bir şeydir."

"Arzu edilebilir bütün bilim kitaplarda olsa bile, onların ihtiva ettiği iyi yanlar o kadar çok lüzumsuz şeyle harmanlanmış ve yığınla koca cilde serpiştirilmiştir ki okumak için insan ömrünün imkan verdiğinden daha fazla zaman ve onlarda faydalı olan yanları teşhis etmek için ise bizzat bulabilmemiz için gerekenden daha fazla deha lazım." 

"İşbu eserde, bu yolların hangileri olduğunu öğretmeyi ve fıtratımızın/tabiatımızın hakiki zenginliklerini de her birimizin bizzat bulabileceği yola ve başka birinden ödünç alması gerekmeyen, hayatını çekip çevirmek için muhtaç olduğu bilime işaret ederek meydana çıkarmayı amaç edindim."

Bence, gayet iyi.



Aralık 03, 2018

1

Altı buçuk yıl evvel böyle demişim:
http://zeynepmerdan.blogspot.com/2012/03/zm-beyaz.html

Volume I,
ya siyah var, ya beyaz!

Volume II,
hem siyah var, hem beyaz...

Volume III,
ne siyah var, ne beyaz

*

Artık böyle.

Hep de bir hiç de bir
Her şey de bir hiçbir şey de bir

Olsa da bir olmasa da
Olsan da bir olmasan da
Olsam da bir olmasam da

Var olsam da bir var olmasam da
Yok olsam da bir yok olmasam da

Var da bir yok da bir
Bir de bir birebir de bir
Birlik de bir birlikte de bir

*

Volume I
Ya Hep Ya Hiç

Volume II
Hem Hep Hem Hiç

Volume III
Ne Hep Ne Hiç

I
Hep de Bir Hiç de Bir