Gerard Depardieu'nun karizmasının dahi iki kadının gölgesinde kaldığı film, öylesine 'kadın' film çünkü. Erotik film kulvarında geçiyor ama erotik sahneleri oldukça az, sanırım yönetmenin kastı da buydu çünkü erotikliği görüntüyle değil iki kadının sözleri, jestleri ve elbette ki aynı adamın dünyasında yer edinme şekilleriyle veriyor.
Yazılası, tespitler çıkarılası çok şeyi vardır elbette ama benim dikkatimi en çok bir aşk'ı sınamak fikri çekti. Eşinin telefonuna düşen bir mesajla başlayan şüphelerini susturmak, nihayetinde tüm bir evliliğini, belki kendi aşkını, belki geride bırakılan tüm bir anıların dahi eşsizliğini sınamak için eşinin 'zevkine uygun' bir kadın kiralaması ve sonucunda kendi ayrılık sürecinin tüm ayrıntılarını yine kendi elleriyle tasarlaması riskine rağmen göze alınan aşk'ı sınamak düşüncesi. Üstelik sonuç ne olursa olsun gerçekle yüzleşebilecek kadar cesur ve tüm süreci kendi planlayacak kadar da kontrolü ele alan hem bir kayıtsızlık ve hem kararlı bir ruh hali.
Mutlu son'la bitiyor gerçi ama akla o malum soru düşüyor; sınadığı kişi sınavı sonunda içten bir tebessümü armağan almış olarak geçiyor ve içteki tüm cinler yatışarak susuyor ama sınanma fikrini bir kez olsun düşünmesi dahi kendi aşkının ehliyetinin bozabilirken, fikrini hem tertip etmesi hem de ısrarla uygulaması daha da hazini eşine tüm bu süreç içinde şüphelerle, güvensizliklerle ve kızgınlıklarla davranırken, kendi içindeki kendi aşkı acaba sınavı geçmiş oluyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder