Ocak 19, 2011

Goethe / Genç Werther'in Acıları'ndan II

"artık karar verildi lotte.
ben öleceğim.
...sen bu satırları okurken hayatının son anlarında bile seni görmekten üstün bir zevk tanımayan bu huzursuz ve talihsiz adamın katılaşmış vücudunu mezarın soğuk toprağı örtmüş olacak."

*
güzel bir yaz akşamı tepeye çıkarsan beni hatırla!
o vadiden her geçişimde aklımın, hayallerimin hep seninle meşgul olduğunu düşün!
sonra mezarlığa doğru dön,
batmakta olan güneşin son pırıltıların içinde,
mezarımın üstündeki otları rüzgarın nasıl salladığını seyret!

*
"neden beni uyandırıyorsun ilkbahar rüzgarı?
yüzümü okşayarak diyorsun ki; sana inci gibi çiğ taneleri taşıyorum.
ama benim solma zamanım yakın artık.
yapraklarımı dökecek fırtına neredeyse çıkacak."

*
silahlar dolu. saat on ikiyi vuruyor.
lotte! elveda, elveda!
Die Leiden des jungen Werthers  / Johann Wolfgang von Goethe

Ocak 18, 2011

Goethe / Genç Werther'in Acıları'ndan I

22 mayıs 1771

"ben ise gülümseyerek derin düşüncelere dalıyorum."

26 mayıs 1771

"hoşuma giden bir yer buldu mu, orada bir kulübecik kurar, masrafsızca yaşarım."

27 mayıs 1771

"sevgili dostum! duygularım coşunca, kendi küçük çevresinde günlük rızkını arayarak tasasızca yaşayan, yaprakların döküldüğünü görünce kışın yaklaşmakta olduğundan başka bir şey düşünmeyen böyle bir varlığa rastlamak bütün taşkınlığımı yatıştırıyor."

16 haziran 1771

"çocuk samimiyetle elini uzattı. küçücük sümüklü burnuna umursamadan onu içtenlikle öpmeden kendimi alamadım."

"...bundan nasibimi ben de aldım, iki tokatta ben yedim. bana başkalarından daha hızlı vurduğunu gizli bir sevinçle sezer gibi oldum."

21 haziran 1771

"uzaklık ne ise, gelecek zaman da odur!"

18 temmuz 1771

"lotte'nin gözleri onun yüzünde, yanaklarında, düğmelerinde yakasında izler bırakmıştır diye dikkatlice baktım bütün bunlar benim için ne kadar kutsal, ne kadar değerli.

20 temmuz 1771

"...her şeyin ucu bir saçmalığa dayanır."

10 ağustos 1771

"o bunları anlatırken ben yanında yürür,
yol boyunca çiçekler toplardım..
onları özene bezene bir buket haline getirdikten sonra akıp giden ırmağa atar,
suyun üzerinde hafifçe kayarak gidişini arkadan seyrederdim."

12 ağustos 1771

"çünkü ölmek, binbir sıkıntı dolu bir hayata göğüs germekten şüphesiz daha kolaydır."

18 ağustos 1771

"sonsuz hayat manzarası, sonsuza kadar açık duran bir mezara dönüyor."

30 ağustos 1771

".. alacakaranlığın donuk sessizliğinde birazcık dinlenmek için göğün tepesindeki dolunayın pırıltıları altında, ıssız ormanda, eğri büğrü bir ağacın üstüne gece vakti otururum."

10 eylül 1771

"...çok sevdiğim iki tarafı ağaçlıklı yolda gezinirdim. daha lotte'yi tanımadan önce, gizli bir sır, gizli bir bağ beni buralara çekmişti."

20 ekim 1771

"kaygısız mı?
bu sözün kalemimden dökülmesi seni güldürüyor.
ah! birazcık kaygısızlık beni dünyanın en mutlu insanı yapardı."

8 ocak 1771

"akılsızlar, nerede bulunduğunun asla önemi olmadığı en önde oturanında baş rolü pek nadir oynadağını anlamazlar."

9 mayıs 1771

"...şimdi çok iyi hatırlıyorum;
bazen orada durup garip duygularla  suların akışını seyrederdim.
suyun akıp gittiği yerlerin, kimbilir ne kadar esrarlı olduğunu hayal ederdim."

"düşünce ve bilgilerime değer veriyor ama duygularımı umursamıyor.
oysa bana gurur veren tek şey duygularımdır."

11 haziran 1771

"gelişigüzel yazılmış bir kitabı okuyormuşum gibi onunla konuşmaktan zevk almıyorum."

3 eylül 1771

"bazen anlayamıyorum.
ben onu böyle çok, böyle içten sevdiğim, ondan başka hiçbir şey, görmediğim ve bilmediğim halde nasıl oluyor da o başkasını seviyor, sevebiliyor!"

4 eylül 1771

"neden seni üzüyorum?
neden daima bana acımak ve beni azarlamak fırsatını veriyorum sana?"

12 ekim 1771

"dağlardan, rüzgarın uğultusu içinde, zayıf ruhların iniltilerini, sevgisini yosun kaplı, sonra etrafını otlar bürümüş mezarı başında inim inim inleyen kızın feryatlarını işitiyorum."

19 ekim 1771

"ah, nedir bu boşluk?
göğsümde şiddetle duyduğum bu korkunç boşluk!
durup kendi kendime, onu bir kere, yalnız bir kere bağrıma basabilsem,
bu korkunç boşluk dolacak diyorum."

16 ekim 1771

"insan hayatta geçici bir yolcudur.
kendi varlığına en çok inandığı, doslarının hatıralarında ve gönüllerinde en çok izler bıraktığını sandığı yerde bile kalplerden silinir ve izleri kaybolur."

8 kasım 1771

"insanın kaderi, nasibini aldıktan sonra göçüp gitmekten başka nedir ki?"

22 kasım 1771

"acılarımla alay ediyorum."

30 kasım 1771

"öğle üzeri dere kenarında geziniyordum.
canım yaşamak istemiyordu.
her taraf ıssızdı.
dağdan soğuk ve rutubetli akşam rüzgarı esiyordu."

" ...yüce tanrım!
ruhum seninle dolu iken,
şimdi neden benden yüz çevirdin?"

Genç Werther'in Acıları / Goethe