Mart 05, 2019

Dönemeç*

2019 baharı. Baharın ve rüzgarın on bir yıl öncesine savurmasını istiyorum beni. Bir dönemeç anına.

*

2008 baharıydı. Sonuncu sınıfta bir Anadolu Lisesi öğrencisiydim. Arkadaşlarımın -rakiplerimin- hırsla test çözdüğü benimse bir yıl öncesinde bir kırılma noktasıyla ders çalışmayı, ödev yapmayı ve çalışkan olmayı protesto eder gibi reddettiğim zamanlar. Oysa birkaç yıl öncesine kadar biricik amacı iyi bir fakülte kazanmak olan, kurallara uyan bir öğrenciydim.

Liseye başladığımdan beri yazı verdiğim birkaç yıldır çıkan bir okul dergisi vardı. Derginin bu yıl da çıkması gerekiyordu ve bu iş benden başka kimsenin olamazdı. Hayır, bu işi en iyi yapan olduğumdan değil, sınava 3-4 ay kala varlığının tüm sermayesini bu işe sarf etme cesareti gösterecek tek kişi olduğum için.

Bir şeye aşıktım ve bu aşk bana vazzın en güzel hazzını bahşetmiş gibiydi. Bir kaybedişe bile isteye seyirci kalan, acısından haz alan;

"o bunları anlatırken ben yanında yürür,
yol boyunca çiçekler toplardım..
onları özene bezene bir buket haline getirdikten sonra akıp giden ırmağa atar,
suyun üzerinde hafifçe kayarak gidişini arkadan seyrederdim."

Genç bir Werther'dim belki de.

*

Okulumuzun karşısında ağaçlar vardı, o ağaçların burnuma getirdiği bahar vardı. Sürekli dalıp gittiğim dersler vardı. Zihnimi vermekten haz aldığım kitaplar ve bu iş vardı. Bir çentik olacaktı bu dergi. Dört yıl boyunca ruhumu sızdırdığım duvarların, sıraların, pencerelerin kuytusuna bir çentik kalacaktı. İz kalacaktı.

Kapağı Salvador Dali'den seçmiştim. Zihnimdeki çentik için daha iyi bir resim olamazdı.


Sonrası, içindekiler ve editör yazısı kısmıydı ki, 17 yaş benliğini fazlasıyla ele veriyordu. Müstehzi, kibirli ve kendiyle dalga geçecek kadar cesurdu. Amatördü, fazlasıyla amatör. Üç temalı bir tasnifi vardı: Beyin, kalp, göz. İçerikleri 'geldikleri' yeri göre tasnifleyen bir kurgu.



Ali Şeriati'nin Kendini Devrimci Yetiştirmek'te "adolescence" kavramıyla izah ettiği ve on sene sonra seçeceği türü belirlemiş gibi yazdığım bir deneme vardı: Bumerang.

"Biz yarı aydınlık aşamasına erişmiş durumdayız. Bu tıpkı, insan yaşamında ortaya çıkan "Adolescence" dedikleri aşama gibidir. Bu devre, insanın, ergenlik çağının eşiğinde olduğu bir devredir; buhran, heyecan, kendi içindeki bütün gizli güçlere baş kaldırma ve şahsiyetini yeni oluşturma dönemidir. Bu dönemde henüz hiçbir şey gerçekleşmemiş ve tamamlanmamıştır. Ama her şey yeni başlamıştır. Bu durumda insan en kötü dönemini geçirir; bazen kendisini intihara ve cinnete sürükleyen düşünsel ve ruhsal buhranlarla baş başa kalır. Fakat aynı zamanda bütün bunlar -bu hastalıklar bile- onun ergenliğinin bir işaretidir. Onun, bedensel ve ruhsal ergenliğinin eşiğine varmakta olduğunun işaretidir."

*

Dışarıda ders yaptığımız ve konu seçiminin bize bırakıldığı bir Edebiyat dersinde yazdığım bu kısacık şey vardı bir de. Derginin en sonuna atılan isimsiz çentik. Kendini yakan alev. 




2 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

Ergenlik zamanlarında Ali Şeriati'yi biliyordum deme
pat bayılırım şurada. şu an 14 yaşında ki kızımda
ki asiliği, tersliği gördükçe öyle hak veriyorum ki
ona. Liseden belliymiş, çıkardığınız dergi harika.

Zeynep Merdan dedi ki...

Pelin pembesi;

biliyordum :) Babamda "İnsanın Dört Zindanı" vardı. O yaşlarda çok daha radikallerini dahi okudum, Gazzali gibi. O yaşıma tahribatı pahalıya mal olsa da.

Çok teşekkür ederim :) Hayatımda gerçekten övündüğüm ilk iş bu gençlik dergisi. Kızınız için bence hiç endişelenmeyin, nitelikli bir asiliğin sonu her vakit hayra çıkıyor. :)