Temmuz 28, 2011

Cemil Meriç / İman, Hayat, Kadın ve Aydın Üzerine

İman üzerine;

"İnanıyorum da inanmıyorum da. Bunlar matematik birer realite değil ki. Zaman zaman inandım. Ama ne kadar inanıyorum, bilemiyorum. Eğer Tanrı olmazsa, hayat bir curcuna oluyor. İntihar tam bir hal çaresi oluyor o zaman. Camus'nun yaptığı da bu.(1) Sisyphos Efsanesi'nde söylediği gibi, ya inanacaksın ya intihar edeceksin. Üçüncü bir hal çaresi yok. Bunlar kaypak kavramlar. Kim ne kadar inanır bilinmez. Tanpınar benden aydınlık görüyor ve 'Evet' diyor. İnanıp inanmadığımı bilemiyorum. Müslümanım, müslüman bir çevrede doğdum. Ancak ne kadar inanıp inanmadığımın cevabını mahşer günü bilebileceğim."

Hayat Üzerine;

"Hugo'nun bir sözünü not etmiştim. "Hayat mezarların çözdüğü dolaşık bir yumaktır" diyordu. Buna mukabil şöyle söyler Neyzen Tevfik: "Çözemez kimse bu dünya denilen kördüğümü/ Yaratan ..... bilir ancak onun içyüzünü/ Bir delikten çıkarak bir deliğe girmekteyiz/ Önü zulmet, sonu zulmet, ..mişim gündüzünü." Bu sözlerin hiçbiri mutlak olarak ele alınmamalı elbette. Hayyam, "Efsane söylediler uykuya daldılar" diyor. Hepimizin söylediği bir efsane var. Hepimiz bir efsane söyleyip uykuya dalıyoruz. Bu, suale sualle cevap vermek. Bu suale cevap verilmez. Zor sualler bunlar. Münker Nekir sualleri gibi. Bir şairde mutlak hakikat aramak yanlış. Şair sözü... İlham var. Sokrat, bütün düşüncelerinin demon'dan geldiğini söyler. "Benim bir demon'um var, beni o konuşturuyor" derdi. Herkesin bir demon'u var. Yukarıdaki mısraları böyle anlamalıyız. Belli anlarda doğar şairin içine bunlar, bazen bir şimşek pırıltısı gelir, aydınlatır insanı. İnsan aydınlandığını zanneder. Şimşek pırıltısı geçtiğinde daha koyu bir karanlığın içinde kalır insan."
 


Nietzsche'nin "Sakın kırbacınızı yanınıza almayı ihmal etmeyin." sözü üzerine; 


 
"Budala. "İnsanın tanrı olmadığının tek belgesi göbekaltıdır" diyor bir yerde de. Küçüklük duygusundan ileri geliyor onun bu özelliği. Kadın bahsinde hiç bir zaman tatmin olmamıştır. Davet edildiği düğünde, geline evlenme teklif eder. Salaktı hazret. Dâhi bir salak. Tam bir erkek değildi çünkü tam bir insan değildi. Farkında olmadığı bir zaafı vardı kadına. Delirdi zaten."

Aydın üzerine;

"Aydın olmanın insana yüklediği büyük sorumluluklar var. Bu sorumluluğun idraki başka, uygulama imkanı başka. Belki ben aydın olmanın sorumluluğunu idrak ediyorum ama icaplarına ne kadar uyuyorum bilemem.
İnsan çok meçhullü bir problemdir. Mesela dilimle Büyük Doğu'ya mensubum. İnançlarımın bir kısmıyla da öyle. Yön de bir tarafım benim."

***
1986, Hüsamettin Aslan'ın, ünlü mütefekkir ve edebiyat tarihçisi-eleştirmeni Cemil Meriç (1917-1987) ile yaptığı röportajdan.
***

2 yorum:

Zeynep Merdan dedi ki...

"salaktı hazret"
güldüm ben buna..

Adsız dedi ki...

üstad cemil meriç..:) "dahi bir salak ilginç bir tespit:) ayrıca "salaktı hazret" gerçekten hoş..
kozmos