Kasım 14, 2012

ZM / Sana Yağmur Yağmaz Mı Ki Hiç?


2012, kasım 14 /  14.41
ben bugün onlarca, onlarca kuş gördüm. tepemde uçuştular.

 ben en çok yağmuru severim.
bana ağlamayı ve o'nu anımsatır.
insan'ı ve toprak halimi.

yağmur altında oturuyordum.
ıslanıyordum.

 hava yukarıdaki kadar kara değildi.
(gerçek değil bu resimler, karartıyorum gerçek renklerini.
-gerçi neye göre gerçek renkleri değil. bunu kimse bilemez ki. kimin gördüğü renk gerçek renk ki. belki de gerçek renkleri tam da yukarıdakilerdir)

elimdeki zeytinli poğaçayı kemiriyordum. öğle yemeği niyetine.
üzerimde bir ağırlık hissettim, fark ettim. sonra da elinde şemsiyesiyle yürüyen mütebessüm amca'nın bakışlarını.

ben bu lafı sevmem. ben bu lafı çok alay ettim. ama amcanın sözünü, cümlesinin vurgularını ve elbette yüzündeki tebessümü sevdim.

"cici kız sana yağmur yağmıyor mu ki hiç?"
(yani sen ıslanmaz mısın yağmurda ki böyle şemsiyesiz yağmur altında duruyorsun)

gülümseyerek ve başımı yana sallayarak; "ı-ı" dedim.

amca şemsiyesiyle kayboldu, arkasından biraz baktım. sonra ayağa kalktım. gökyüzüne baktım.

sonra, onlarca, onlarca kuş gördüm.
sanki benim için uçuştular.
hoşuma gitti. çok hoşuma gitti.

sonra da elimdeki telefonun düşük çözünürlüğüyle somutlaştırdığım bu an'ları sakladım.


2012, kasım 14.

2 yorum:

verbumnonfacta dedi ki...

o modern zaman seyyahı alnı akıtmalı, sağrısı terli atıyla uzaklarda atıyla hanemize uğramış, yediğini ve içtiğini kendine saklayıp gördüklerini anlatmıştı: bir adam vardı, dedi. yağmur altında durur ama ıslanmazdı. çünkü, kalbinde çok büyük bir yangın vardı. o kadar büyük bir yangındı ki yağmur kalbine düşmeden buhar olup uçuyordu.

*

zeytinli pohaça ne güzeldir. ve bunu, uzun süre kahvaltısını zeytinli pohaça ile yapmış bir adam söyler.

sizinkini bilmem ama ben hep aynı yerden alırdım ve üzerinde çok çok ince bir kaşar dilimiyken erimiş peynir bulunurdu. bazen iki bazen üç tane alırdım ve aksi söylemezsem bir tanesi kağıt peçete ile elime verilirdi. ki iş yerine gidinceye kadar yiyebileyim.

*

yağmurla yetinmeyin artık. denize yürüyün.

Zeynep Merdan dedi ki...

ilk kısma hiçbir şey yazamadım.

*

zeytinli poğaça(ben böyle yazıyorum) diğer tüm poğaçalardan daha güzel. özellikle de patateslilerden.

zevk için yemek yiyemediğimden olsa gerek tüm bu atıştırmalıklar diğerlerinden daha güzel. hem 1 tane de yeter. -aynı güzel yapılan yerden alınmış ve kağıdına sarılıp yenilen hali ile-

*

yetinmek zorundayım.