Zahid, Azmi ve Ketumi. |
Ben her bahar niçin böyle olurum?
Çünkü her bahar eski'yi anımsarım.
Günler bir bir arttıkça eskiyen, eskimeye mahkum olan her yeni bir günü..
2007, şubattı.
16-17. yaşlarımızı sürüyorduk. Öss hazırlık süreci için yapılan dershane indirim sınavları olmalıydı. -Hatırlıyorum benim ki kötü, onlarınki derece yapacak kadar iyi geçmişti.- Sınavdan çıkmıştık, çıkmıştık ve iyi ki o zamanlar hep yanımda taşıdığım fotograf makinem varmış. İyi ki karşıda K varmış. İyi ki yağmurlar boşanmış. İyi ki yağmurlar boşanmış da salıncağın altında küçük bir göl tutmuş.
Ve iyi ki o anda, saklı bu an var olmuş.
*
2014, mayıs şimdi.
Ve bu resmi asla geri gelmeyecek bir yolcuyu uğurlar gibi, arkasından seyrediyorum şimdi. Biliyorum, yolcu beni görmüyor ve gittikçe küçülen silüetini gözümdeki ıslak parıltıyla uğurluyorum.
Başlı başına hüzün mü, acı mı yoksa geçmişteki bir mutluluğu anımsamak mı daha elem verir deseler, bir an bile duraksamadan "geçmişteki bir mutluluğu anımsamak" derim.
Üstelik akla, o saklı an'da görünmeyen ama hatra düşen eski ve güzel hisler de düşüyorsa..
4 yorum:
"zamanın hüznü" güzel bir ifade.
ve katılıyorum sadece zaman yüzünden hüzünlü bazı şeyler.
kişiler yüzünden bile değil.
sizin vaktinde ziyadesiyle perestiş ettiğiniz tabirle ifade edersek; BiZiM MaZimiz eski bir şarkının hüzünlü nakaratı oldu efendim. Çoğu gam, birazı buruk tebessüm azı da sitem.
(etenşın piliz!
memurluk zihin çoraklaşması riski taşır)
şarkılarda Ketumi;
bunu alez'e girmek üzereyken yazıyorum. biraz erken gelmişiz, serserilik ediyoruz.
o eski şarkı hatırımıza düşmedi ama sezen hanım'mın "bir selam gelince, sela verilince" bu aralar sürekli akılda.
sizi burda görmek beni hep mutlu ediyor, lakin BiZ kalıyoruz yine, BiZiM olamıyoruz. olmasını beklemiyoruz gerçi, bizim ki bahar geldi diye gamlanmak belki de.
Yorum Gönder