Ayn Rand
Ayn Rand, sevilmeyen fakat tutkuyla eleştirilen bir filozof/yazar. Rand'ın felsefesinin akıl yerine duygularla eleştirilmesi bu önyargıları doğuruyor. Mozart'ın "Ben bayağı biriyim ama yazdıklarım öyle değildir." sözü gibi; sanatçı ve sanatı, yazar ve yazısı arasında paralel bir ilişki yoktur her zaman. Rand’ın felsefesini de bu objektif bakışla okumak gerekiyor. Rand’ın felsefesinin yapı taşı olan "Ben"i özne değil; nesne olarak fikir ve sanata dahil etmek yüksek bir düşüncenin ürünü çünkü. Rand’a kapitalizmin savunucusu gibi yakıştırmalar yapılsa da Rand, “asıl olarak kapitalizmin bir savunucusu değil ‘egoizmin bir savunucusu’ ve ‘esas olarak egoizmin değil fakat aklın bir savunucusu’ olduğu konusunda ısrar eder. Kapitalizme ilişkin görüşlerini ise For the New Intellectual adlı kitabında tartışarak, bu kitabı “tarihle ve filozofların kapitalizme ihanetlerinin psikolojik sebepleriyle ilgilenenler için yazdığını” belirtir.
Gerçek adı Alisa Zinovyevna Rozenbaum olan, 1905’te Sovyet Rusya’da başlayan ve Amerika’da sona eren Ayn Rand’ın enteresan yaşamı felsefesinin ipuçlarını da ifşa eder niteliktedir. Akılcılık, bireycilik, özgürlük, insan yaşamı ve kapitalizm gibi konularda fikirler ortaya koymuş olan Rand, Objektivizm felsefesinin kurucusu kabul edilir. Eserlerinde felsefi düşünümlerini de ortaya koyan Camus, Sartre, Simone de Beauvoir, Kafka, Dostoyevski gibi tezli roman yazarlarının yaptığı şekilde Rand da romanlarında kendi felsefi kavramlarını kullanır. Düşüncelerini romanlarında karakterleri aracılığıyla söyleyen Rand, romanlarını felsefesinin bir aracı olarak estetize eder.
Bencilliğin Erdeminin Peşinde
Bencilliği tüm olumsuz çağrışımına rağmen bir erdem olarak neden kullandığı sorusuna çarpıcı bir cevap verir Rand: ‘bunu bizzat ondan korkmanızı sağlayan nedenden dolayı yapıyorum.” Rand, popüler kullanımda bencil kelimesine yüklenen anlamın yalnızca yanlış olmadığını aynı zamanda insanlığın ahlaki gelişiminin zincirlenmesinden daha fazla sorunlu olan kolektivizmi de temsil ettiğini savunur. Rand’a göre “Popüler kullanımıyla bencillik, kötülükle eş anlamlıdır; bu kelime insanın zihninde emeline ulaşmak için bir yığın cesedi çiğnemeye hazır olan, hiçbir canlı varlığa değer vermeyen, akılsız kaprislerin etkisiyle herhangi bir anın vereceği hazzın peşinde olan eli kanlı bir zalim imajı uyandırmaktadır.” Tüm bu anlamlarına rağmen Rand, kendi felsefesindeki bencilliği “kişinin kendi çıkarlarıyla ilgilenmesi” olarak tarif eder.
Rand, Felsefe Tarihinde hiçbir filozofun insanın bir değerler sistemine niçin ihtiyaç duyduğu sorusuna akılcı, objektif, ispatlanabilir ve bilimsel bir cevap veremediğini ileri sürer. Tüm filozofların en büyüğü olarak konumladığı Aristo’nun bile etiğe tam bir bilim olarak bakmadığını ve kendi zamanının bilge insanlarının yapmayı tercih ettikleri şeyleri gözlemlemesi üzerine kendi etik sistemini inşa ettiğini söyler. Çünkü Rand’a göre “filozofların çoğu, etiğin varlığını mutlak, verili ve tarihsel bir gerçek olarak kabul etmiş ve onun metafizik sebebini keşfetmeyle veya objektif geçerliliğiyle ilgilenmemiştir.”
Rand, Objektivist Etiğin üç temel değeri Akıl, Amaç, Özsaygı şekilde belirterek bu üç temel değere karşılık gelen üç erdemi ise şöyle sıralar: Akılcılık, Üretkenlik ve Gurur. Üretkenliğin akılcı bir insanın hayatının asıl amacı olduğunu söyleyen Rand, bunu insanın tüm değerler hiyerarşisini oluşturan ve belirleyen asıl değer olarak konumlar. Rand, aklın üretkenliğin ilk şartı olduğunu bunun nihayetinde elde edilen sonucun ise gurur olduğunu belirtir. Rand, Gurur Erdeminin en iyi “ahlaki hırslılık” terimi ile tanımlanabileceğini söyler. Çünkü Rand’a göre insanın en büyük ahlaki amacı kendisi için yaşamaktır.
Bir Düşman: Diğerkâmlık
Yaşayan tüm organizmaların amacının hayatı idame ettirmeye yönelik faaliyetler olduğunu söyleyen Rand’a göre akılcı bir varlığın hayatı için uygun olan şey “iyi”; uygun olmayan şey ise “kötü”dür. Bu yüzden akılcı bir varlık için hayatta kalmanın en makul yolu düşünmek ve üretken bir çalışma halidir. İnsanın doğasındaki bu yönelimi bencillikle açıklayan tavrı bir dürüstlük cesareti değil midir? Rand, Objektivist Etiğin “bir faaliyette bulunanın daima kendi faaliyetinden faydalanan olması ve insanın kendi akılcı öz çıkarı için hareket etmesi fikrini savunduğunu izah eder. Ve bu gerekçelerle Objektivist etiğin akılcı bir bencillik ahlakı olduğunu savunur.
Rand; Altruizm (Diğerkamlık, Özgecilik) etiğinin insanın kendi çıkarlarıyla ilgilenmesi ve bu çıkarlar ne olursa olsun kötü olduğunu söylediğini belirtir. Altruizm, başkalarının çıkarına yönelik bir eylemin iyi; kişinin kendi çıkarına olan bir eyleminse kötü olduğunu ileri sürmektedir çünkü. Rand, Altruist doktrinlerin bir tür “ahlak yamyamlığı” olduğunu; bir kişinin mutluluğunun ancak bir başkasının zararıyla mümkün gördüğü fikrinden kaynaklandığını ileri sürer. Rand, bir insanın kendi çıkarlarıyla ilgilenmesinin kötü olduğu düşüncesinin insanın yaşama arzusunun da ve hatta yaşamın da kötü olduğu sonucuna varabileceğini ve hiçbir düşüncenin bu düşünceden daha kötü olamayacağını savunur.
Ayn Rand Okumanın Faydaları
Rand bilincin katmanlı yapısının doruklarına varmak ve akılcılığın koridorlarında gezinmek için insanın bir tür keşfetme zorunluluğu taşıması gerektiğini söyler: “Neyin doğru neyin yanlış olduğunu nasıl söyleyeceğini, kendi yanlışlarını nasıl düzelteceğini insan kendisi keşfetmek zorundadır.” Mutluluğu “kişinin değerlerini elde etmesinden kaynaklı bir bilinç durumu” olarak tanımlayan Rand, medeni dünyanın çöküşünün nedenini insanın ahlaksızlığına bağlamaz. O, sorunun kaynağı olarak insanın ahlaksızlığını değil, halihazırdaki ahlak anlayışını gösterir. Tüm sorumluluğun ise Altruist filozoflara ait olduğunu söyler. Rand, insanların amaçlarını ortaya koyan ve yollarını belirleyen tek şeyin felsefe olduğunu söyleyerek insanları kurtaracak olan tek şeyin de felsefe olduğunu vurgular.
Rand’ın önce romanlarıyla kurduğu, ardından sistematize edip kuramsallaştırdığı Objektivizm evvela bir etik yorumu olarak okunabilir. Tarihsel ve politik birçok sorunun yanlış bir etik yorumu yüzünden kaynaklandığını düşünen Rand sadece teşhis yapmakla kalmaz sorunlu gördüğü her noktaya kendi çözümünü de sunar. Rand’ın Objektvist Etiğini yalnızca yıkıcı karakteriyle okumak bu yüzden hatalıdır. Onun Objektivist Etiği özellikle Altruist Etik geleneğine getirdiği antitezleriyle etiğin temel sorusu olan değerler kavramlarına başka bir açıdan bakar. Yüzyıllardır bir yergi olarak kullanılan bencillik kavramına “kişinin kendi çıkarıyla ilgilenmesi” yorumunu yapan Rand böylelikle yeni bir bencillik yorumu da sunmuş olur. Rand, tüm bu tezleriyle yıllardır eleştirilse de hala kışkırtıcı bir antitez olma özelliğini koruyor. Sırf bu özelliği ve olası yeni tezlerin imkânı için bile onu okumaya değmez mi?
Kaynakça
Long, R. T. (2005). Ayn Rand’ın Özgürlüğe Katkısı. Liberal Düşünce Dergisi’nin(37). http://www.liberal.org.tr/upresimler/makaleler/ayn-rand-ozgurluge-katkisi.pdf adresinden alındı
Rand, A. (2013). A. Rand içinde, Bencilliğin Erdemi. İstanbul: Plato Film Yayınları.
2 yorum:
Daha önce adını duymadığım bir filozof, Ayn Rand. Aklı önceleyen fikirler ne kadar aykırı olursa olsun bence düşünmeye değer. Ben şahsen egoizmin insanın doğasında var olduğunu ve bu özelliğinden dolayı en büyük zararı yine kendisine verdiğini düşünürdüm. Ayn Rand akıl, üretim ve gurur üçlemesiyle yola çıkıp egoizmi yüceltirken yeniden düşünmemi sağladı. Verdiğiniz bilgiler çok değerli, teşekkür ederim:)
Kaystros Tyrha;
Kastımın tam olarak anlaşılması çok mutlu ediyor beni, tam on ikiden yakalamışsınız meseleyi :)
Yorum Gönder