Ağustos 31, 2012

Honore de Balzac / Vadideki Zambak, Henriette'nin Son Mektubu

*
Felix, çok sevilen dost, şimdi size yüreğimi açmam gerekiyor. Sizi ne kadar sevdiğimi belirtmekten çok, bu yürekte ne kadar ağır ve derin yaralar açtığınızı gözlerinizin önüne sererek borçlarınızın büyüklüğünü göstermek istiyorum size.
…Dertlerimin başlıca nedeninin nasıl siz olduğunu göreceksiniz dostum. Daha sonra darbelerinize seve seve göğüs gerdim, ama bugün açtığınız son yarayla ölmekteyim. Ne var ki sevilen kimsenin elinden yaralanmanın da sonsuz hazları vardır.
… Hatanızın büyüklüğü sizden çok benden kaynaklanıyor, çünkü ben ona içimde ölümcül bir yankı kazandırdım. Kıskanç, müthiş kıskanç olduğumu söylememiş miydim size. Eh, şimdi de ölüyorum işte.
…kolumun kolunuza değmesi, sevgiyle yükselip alçalan sesiniz, kısacası en küçük şeyler beni öylesine sert bir biçimde sarsıyordu ki, hemen her zaman gözlerimin üstüne bir bulut yayılıyordu. …
…daha ne söyleyeyim. Yazınızda bir büyü vardı, mektuplarınıza bir resmi seyreder gibi bakıyordum. Daha ilk günde üzerime kurduğunuz bu ezici üstünlüğün ilerde ruhunuzu okumak şansını kazandığımda nasıl büyüyüp sonsuzlaştığını düşünün bir dostum. Sizi o kadar temiz, dürüst, nitelikli, büyük işler başaracak güçte ve daha bu yaşta acı deneylerden geçmiş bulunca ne büyük mutluluk duydum bir bilseniz. Erkek ve çocuk. Çekingen ve yürekli. …
Mösyö de la Berge benden uzaklaşırsanız öleceğimi anladı. …
… Günahtan sakınmak için sizinle arama Madeleine’yi koydum, ikimiz arasındaki engelleri yükselttim. Ama bu engeller de o derece güçsüz kaldı ki. Bende uyandırdığınız coşkuyu hiçbir güç bastıramıyordu. Uzakta da olsanız, yanımda da olsanız gücünüz hep aynıydı. …
…öyle bir an geldi ki mücadele korkunç bir hal aldı, her gece ağlıyordum. Saçlarım dökülüyordu, sizin oldu bu saçlar. …
…sonra şu İngiliz karşısındaki son derece doğal aşkınız bilmediğim bazı şeyleri öğretti bana. … Bu müthiş darbe hiç kimseye söz etmediğim bunalımlara düşürdü beni. Bu bilinmeyen trajedinin tek sonucunun ölüm olacağı kanısına vardım. Leydi Dudley’le ilişkiniz konusunda annemin yazdığı mektupla bize gelişiniz arasında geçen iki ay öfke, kıskançlık ve azgınlıkla geçti. Paris’ gitmek istiyordum, kan dökmeye susamıştım adeta. Bu kadının ölmesini istiyordum. … Kıskançlık büyük bir gedik açtı; ölüm buradan girecekti içeri. …sonra benim sizi sevdiğim kadar sizin de beni sevdiğinizi, bana düşüncenizle değil de yaradılışınızla ihanet ettiğinizi öğrendiğimde yeniden yaşama isteği duydum… Kendi kendime karşı olduğum gibi hiç şüphesiz Tanrı’ya karşı da dürüsttüm. Bunu bilen Tanrı acıları nedeniyle sık sık tapınağın kapısına gelen bu yaratığa acımış ve beni kanatları altına almıştı.
Sevgilim, Tanrı benim hakkımda hükmünü verdi. …şu sırada mezarımdan sesimi duyuyor musunuz?
Görüyorsunuz ya ne kadar bencilim; ama bu da zorlu bir aşkın kanıtı değil midir?
Hoşça kal gönlümün sevgili çocuğu! Tümüyle bilinçli, henüz yaşam dolu bir hoşça kal bu. Büyük sevinçlerle, yol açtığı felaket yüzünden en ufak bir pişmanlık duymayacağın kadar büyük mutluluklarla doldurduğun bir ruhun vedalaşması bu. Beni sevdiğinizi düşünerek kullanıyorum bu sözcüğü çünkü ben görevinin kurbanı olarak o sessizlik ülkesine gidiyorum; beni titretiyor bu, üzüntü duymuyor da değilim. … Tanrı sanki düşmüşüm gibi titrek görecek beni.
Bir kez daha hoşça kal, dün güzel vadimize söylediğim hoşçakala benzer bir vedalaşma bu. Yakında bu güzel vadinin bağrında dinleneceğim, siz de oraya sık sık uğrayacaksınız değil mi?
Henriette

bir gün burayı havaya uçuracağım demiştim.
son yayınım da bu mektup olacak.
bir gün, ikinci kez bu mektubu yayınlayacağım.

2012, ağustos 31
akşam.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

sizsiz buralar çok ıssız olur.
eminim hiçbirimiz bunu istemez.
vadiniz hava güneşliyken tam piknik yapılacak yer. geçmişte çoğu kez ışıksızdı. onu kimi zaman neverland yapan da sizsiniz. - tp

Zeynep Merdan dedi ki...

burası her zaman ıssızdı.
kalabalıktan ve görkemden her zaman uzaktı.
burası uzakta, tepede bir yer. tek artısı içinde zambakların olması.

bakın bir tane de lotus gördüm.

N.Narda dedi ki...

Umarım o gün epey geç gelir...

N.Narda dedi ki...

Üstelik bir "meyl" adresiniz bile yok görünürde :(

Zeynep Merdan dedi ki...

biraz kötü bir benzetme ama yazmak istedim. arkada bir şey bırakmadan gitmek ölmek gibi. birden tüm iletişim kesiliyor.

belki burada da ölmek istiyorumdur. ama arkada güzel bir mektup bırakarak. en güzel mektuplardan biri olan, henriette'nin son mektubu ile.

-sonbahar melankolisi etkisiyle yazdığıma adım gibi eminim-

Adsız dedi ki...

dünyanın en güzel kelebeği bir gün tırtıldı. sonra etrafına içinde saklanabileceği, derin bir uykuya dalacağı bir koza ördü. karanlığa büründü. bacaklarını içine çekti. çok sessizdi. büyük şeylerin habercisi olan sessizliklerdendi bu. yarı ölü gibiydi. - tp

Zeynep Merdan dedi ki...

masallara benzettim yazdığınızı. altında güçlü bir mesaj taşıyan masallara.

*

ama şöyle bir masal kahramanı da olabilir; içinde kraliçe olma arzusu taşıyan kara, köşede bırakılmış bir böcek.

daha gerçekçi değil mi.

Adsız dedi ki...

ben ne gördüğümü biliyorum. - tp

Zeynep Merdan dedi ki...

kafka bey'in de bir böceği vardı. dönüşüm geçirmiş -insandan dönme- hisli, derin, farkındalığı olan bir böcekti.

böcekler heryerdedirler ama fark edilmezler çünkü tepede değillerdir. aşağıda, köşelerde ve kenarlardadırlar. her şeyin farkındadırlar hem.

durum böyleyken pır pır kelebeklerden çok daha cazipler benim için.