Bazı insanlar çok güzel. Gerçekten.
Söylemeseler bile birine şiir yazdırabilmek her kızın hayali. Hatta bazen hevesi. Muhatabın geçmişte yazdığı biliniyorsa ve sizin öznenize hala lütfedilmemişse durumu abartıp hırs meselesi yapanlar da var. Böyle hırslarım, heveslerim olmadı hiçbir zaman ama ruhuna şiirler yazılmış biri olmak ne demektir biliyorum. Ve şiir gerçekten ruhefza ise, getirdiği mutluluğu da biliyorum. Ama Kelebeğin Rüyası'nda geçen o bahisteki gibi en güzel şiirin, en çok sevilen muhataba ait olmadığını, hatta her şiirin 'iyi şiir' olsa da ruha dokunmadığını da biliyorum.
Bu sanırım 4.üncü. -Hadi biraz şımarıklık yapıp, bildiğim 4. özne diyeyim :)- Ama bir yönüyle farklı diğerlerinden çünkü farklı dilde. Hatta Farsça'yla beraber en iyi şiir dili olduğunu düşündüğüm Fransızca. Üstelik ruhevza da oldu, o halde tebessüm çiçeklerini cömertçe bağışlayabilirim... İsimsiz ama muhatabıyla yaptığımız Kötülük Çiçekleri bahsinden kalan bir hatırayla adına "Les Fleurs du Bonté" dedim ben, Google çeviriye kurban gitmediysem "İyilik Çiçekleri" kastında.
Les Fleurs du Bonté*
Le temps
passe, comme s'écoule la rivière,
Je regarde ton visage, auréolé de lumière,
Je n'ai besoin d'aucun mot, je te comprends de suite,
Ton âme et ton esprit si beaux, depuis longtemps m'habitent.
Le temps passe, comme s'écoule la rivière,
Il y a juste quelques jours, je croisais ton âme pure et sincère,
Mais en réalité, je la connaissais depuis l'éternité,
Car le temps n'est rien comparé à ta beauté.
David for Zeynep.
(Sorry, I'll try to translate it in Turkish but it will take time)
*
Bu da bonusu;
Sırf Baudelaire seviyorsunuz ama anlayamıyorsunuz diye hiç bilmediği bir dilin çevirisini bulup, size gönderiyorlar.
Charles Baudelaire / Çalar Saat
Çalar saat!
uğursuz Allah, korkunç, bir karar,
Parmağı bizi
tehdit eder, bize der: "Hatırla!"
Bir
hedefteymiş gibi dikilecek yakında
Dehşet dolu
kalbinde ürpermiş ıstıraplar;
Kaçacak ufka
doğru o buharı andıran
Zevk,
kulisin nihayetinde bir rakkas gibi;
Her insanın
bütün ömrü boyunca nasibi
Nimeti bir
parça yiyor senden de her an.
Ve saniye,
üçbin altıyüz kere saatte
Fısıldıyor:
Hatırla! Hatırla! - Koşan böcek
Sesiyle,
şimdi der: Ben 'Geçmiş Zamanım' gerçek,
Ve emdim
kirli hortumumla ömrünü işte!
'Remember!'
Hatırla ey sefih! 'Esto memor!'
(Aşinasıdır
hançerem bütün lisanların.)
Dakikalar o
külçelerdir ki fani çılgın,
Altınını
almadan atmaması doğrudur!
'Hatırla' ki
zaman muhteris bir kumarbazdır
Hilesiz
kazanır, bu bir kanun, her koyuşta.
Gün sona eriyor;
gece büyüyor; hatırla
Susuzdur her
girdap; su saati boşalır.
Yakında
çalacak saat ve ilâhî kader,
Ve şan dolu
Fazilet, henüz bâkire zevce,
Ne nedamet o
dahi (ah! son misafirhane!)
Ve hepsi
diyecek: "Vakit, koca ödlek! geber!"
Les Fleurs du Mal*