Eylül 01, 2015

Les Fleurs du Bonté*

Bazı insanlar çok güzel. Gerçekten.

Söylemeseler bile birine şiir yazdırabilmek her kızın hayali. Hatta bazen hevesi. Muhatabın geçmişte yazdığı biliniyorsa ve sizin öznenize hala lütfedilmemişse durumu abartıp hırs meselesi yapanlar da var. Böyle hırslarım, heveslerim olmadı hiçbir zaman ama ruhuna şiirler yazılmış biri olmak ne demektir biliyorum. Ve şiir gerçekten ruhefza ise, getirdiği mutluluğu da biliyorum. Ama Kelebeğin Rüyası'nda geçen o bahisteki gibi en güzel şiirin, en çok sevilen muhataba ait olmadığını, hatta her şiirin 'iyi şiir' olsa da ruha dokunmadığını da biliyorum. 

Bu sanırım 4.üncü. -Hadi biraz şımarıklık yapıp, bildiğim 4. özne diyeyim :)- Ama bir yönüyle farklı diğerlerinden çünkü farklı dilde. Hatta Farsça'yla beraber en iyi şiir dili olduğunu düşündüğüm Fransızca. Üstelik ruhevza da oldu, o halde tebessüm çiçeklerini cömertçe bağışlayabilirim... İsimsiz ama muhatabıyla yaptığımız Kötülük Çiçekleri bahsinden kalan bir hatırayla adına "Les Fleurs du Bonté" dedim ben, Google çeviriye kurban gitmediysem "İyilik Çiçekleri" kastında.

Les Fleurs du Bonté*

Le temps passe, comme s'écoule la rivière,
Je regarde ton visage, auréolé de lumière,
Je n'ai besoin d'aucun mot, je te comprends de suite,
Ton âme et ton esprit si beaux, depuis longtemps m'habitent.


Le temps passe, comme s'écoule la rivière,
Il y a juste quelques jours, je croisais ton âme pure et sincère,
Mais en réalité, je la connaissais depuis l'éternité,
Car le temps n'est rien comparé à ta beauté.

David for Zeynep.
(Sorry, I'll try to translate it in Turkish but it will take time)

*

Bu da bonusu;

Sırf Baudelaire seviyorsunuz ama anlayamıyorsunuz diye hiç bilmediği bir dilin çevirisini bulup, size gönderiyorlar.

Charles Baudelaire / Çalar Saat


Çalar saat! uğursuz Allah, korkunç, bir karar,
Parmağı bizi tehdit eder, bize der: "Hatırla!"
Bir hedefteymiş gibi dikilecek yakında
Dehşet dolu kalbinde ürpermiş ıstıraplar;

Kaçacak ufka doğru o buharı andıran
Zevk, kulisin nihayetinde bir rakkas gibi;
Her insanın bütün ömrü boyunca nasibi
Nimeti bir parça yiyor senden de her an.

Ve saniye, üçbin altıyüz kere saatte
Fısıldıyor: Hatırla! Hatırla! - Koşan böcek
Sesiyle, şimdi der: Ben 'Geçmiş Zamanım' gerçek,
Ve emdim kirli hortumumla ömrünü işte!

'Remember!' Hatırla ey sefih! 'Esto memor!'
(Aşinasıdır hançerem bütün lisanların.)
Dakikalar o külçelerdir ki fani çılgın,
Altınını almadan atmaması doğrudur!

'Hatırla' ki zaman muhteris bir kumarbazdır
Hilesiz kazanır, bu bir kanun, her koyuşta.
Gün sona eriyor; gece büyüyor; hatırla
Susuzdur her girdap; su saati boşalır.

Yakında çalacak saat ve ilâhî kader,
Ve şan dolu Fazilet, henüz bâkire zevce,
Ne nedamet o dahi (ah! son misafirhane!)
Ve hepsi diyecek: "Vakit, koca ödlek! geber!"

Les Fleurs du Mal*

4 yorum:

N.Narda dedi ki...

Bakınız Z., hani kıskanırdım ama o gizli hayali gerçekleşmiş biri olarak tebessüm etmekle yetiniyorum:)

Zeynep Merdan dedi ki...

N;

yeter ki zarif olsun, kıskançlık bile güzel..

edelim çünkü bu gerçekten bir lütuf. yeter ki şiir de 'gerçekten' olsun.

Unknown dedi ki...

İlk de olsa, dördüncü de olsa adına şiir yazılmış olma duygusu gerçekten tatlı bir mutluluk. Fakat bir yanı da var ki yazanla okuyanın hisleri.. Şiir yazınca şiir yazılmasının verdiği his daha da bir farklı görünüyor insana Bir de o lisanı bilerek okumak vardı. :)

Zeynep Merdan dedi ki...

mutluluk evet ama iyi bir kalemden çıkmasına rağmen kalbe dokunmayan şiirler için geçerli değil bu galiba.

evet, vardı. çünkü sadece gözlerimle okuyabildim :) sesini bilmiyorum şiirin.