Aralık 28, 2012

ZM / Ben mi Benim mi?

"Sana ruh hakkında soru soruyorlar.
 De ki: Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir.
Size pek az ilim verilmiştir.”
İsra, 85
k: "bedenim ben mi, benim mi?" (tırnak içi; ömer tuğrul inançer)

l: ben dersem benden ayrı bir kişilik yüklemiş olurum. benim demek sanırım daha doğru. benim için bedenim benimdir. ben değil. arada bir boşluk yok. ruhumla bedenim arasında bir boşluk mesafe yok. zaten olmamalı. olursa dengesizlik olur. sistem doğru çalışmaz. gerginlik oluşur.

k: bu soruya verdiğiniz cevap ruhun yahut benzeri bir şeyin varlığına delil değil midir?

l: ben, beden ve ruh toplamından ibarettir zaten. ancak bedenin ölmesi ruhun ölmesi anlamına gelecektir diye bir şart öne sürmek sanırım çok doğru olmaz.

k: o zaman bir soru daha. madem ben dediğimiz şey bedenimizden ibaret değil. bedenin ölmesi durumunda, ben'e de ölmüş diyebilir miyiz? ve ben'den geriye ne kalıyor ve o ben'e ne oluyor?

l: cevabı biliyor gibisiniz. sizce ne oluyor ?

k: cevabını bilsem de soru sormak hoşuma gidiyor. bence bir yerde duruyorlar. beklemede. madem bedenim ölünce ben ölmüyor o zaman ölümden sonra hayat var mı?

l: olmasını ister misiniz? ruhunuzun ölünce o hayata gitmesini mi, -ki bu sizin için muhtemelen muazzam bir hayat olur. sıkıntınız olmaz- yoksa ruhunuzun hep gitmek istediği ama bilemediği yere gitmesini mi isterdiniz?

k: kendimi bana vaad edilen cennetle avutuyor değilim. -bu cümleyi sevdim- şeriati'nin sözünü anımsatmaya gerek var mı. ne cennet sevgisi, ne cehennem korkusu. ikisi içinde bir şey yapmam. ruhumun hep gitmek istediği yer'i bilmiyorum. bu yüzden oraya neverland diyorum.

l: o geldiği yere dönmek istiyor.

k: peki, geldiğim yer, anne karnı mı yoksa ruhumun yaratıldığı yer mi?

l: allah.

*

keşfsever'in yine içi sıkıldı. ve söyledi.

"ben'i bedenden ibaret gören; anne karnını, ruhtan ibaret gören ise bezm-i elesti demeyi tercih etti. cevabı 'ben' ölene değin kimse bilemeyecek."

Hiç yorum yok: