Eylül 24, 2013

Merak & Arzu & Utanmak

"Şu ağaç var ya!

Ama kalbine bir kez ağacın ismi düşmüştü ya. İsminin önünde bir yasak sıfatı duruyordu ya. Neydi bu yasağın sebebi? Ne vardı siyah örtüsünün altında acaba? Bu acaba'yla ilk kez merak etti."

(92-93)

*

"Yumdu gözleri Adem. Kendisini düşüne, gördüğünü göreceğe bıraktı. Düş: Cennetin Yasak Ağacı.

Yasak meyve, düşünde bile bir kararda durmadı. Biçimden biçime, renkten renge girdi. Sürekli değişti. Biraz daha dikkatli bakınca. Cennet meyvelerinin en şaibelisi. En güzeli. Adem'e öyle geldi ki yasak meyve Havva'nın ta kendisiydi.

Havva orada kendi kıvrımları arasında Tanrı hediyesinin de cennet meyvesinin de kendisi gibi dururken. Bir dokunulsa bütün evren titreyecek denli durgun bir su, bir dokunulsa bütün denizleri yataklarından boşalacak kadar arzu.

Cennet erkeği, yanında, sanki korkulu bir rüyadan uyanmış, her zaman ki sağ dirseğinin üzerine dayanmış, perçemleri yanağına sarkmış, merakla kendisine bakıyordu. Havva başını kaldırıp da onun yüzüne dikkatle bakınca ağaç suretinde yerleşmiş bir Havva suretini fark etti.

Haklıydı ateş. Ona yaklaşanın aynı kalması mümkün olmamıştı.

İkisinin de düşnüde daha evvel bilmedikleri bir şey uyandı.

Arzu."

(105-106)

*

"Dehşet içinde kaldı. Gözleri neredeyse yuvalarından fırlayacaktı. Ayakta duramadı. Olduğu yere çöktü. Kollarını dizlerinin üstünde kavuşturdu. Başını dayadı. Ateş bastı bedenini. İliklerine kadar titredi. Düşünemez haldeydi. Ama bildiği kelimeler arasıdnan biri de ilk kez o an dilinin ucuna geldi.

Utanıyorum, diyebildi."

(syf: 121)


Nazan Bekiroğlu / LA

2 yorum:

. dedi ki...

Ateş bir kere yürüdüyse kanında, artık iflah olur mu o damarlar! Belki, belki de değil ama!

'Haklıydı ateş. Ona yaklaşanın aynı kalması mümkün olmamıştı.' cümlesinde bir belkiye yer olmadığı aşikar...

Eskiden olsa, 'utanıyorum', edepten gelir derdim! Ama şimdi biri çıksa da, dese ki, hayır, arzudan gelir! Kesinlikle yanılıyorsun diyemem... 'Utanıyorum' ifadesi, tövbe kırıntısı bile barındırmıyor içimde'... 'Utanıyorum' dediğinde, artık çok geçtir aslında, sufleyi veren ateştir oysa...

İstisnası var mıdır peki?

Ne zaman yoktur ki !

Zeynep Merdan dedi ki...

bazen günah işlemenin insan olma'nın şartı olduğunu düşünüyorum. geniş bir güzelleme değil, gerçek. merak ve ardı sıra gelen günah, dünya böyle başladı.

bence ikisi de. hem arzu, hem pişmanlığı aynı anda karşılıyor, "utanıyorum"

günah olmasaydı, dua'nın en güzel sebebi tövbe olur muydu.

böyle işte.